Her şey hızla yozlaşıyordu, birinciliği akıla verdiler.
Çağın hastalığı diye, bize de Covid denk geldi. Gelmez olaydı o ayrı. Ne ocaklar söndü, ne yuvalar yıkıldı, ne kafalar yandı o şerefsiz yüzünden. O güne kadar pandemi sözcüğünden de bihaberdim. Belli ki ofis programı da benden farklı değil, kaydımda yok dercesine altını kırmızıyla çiziyor. Meğer karım bilirmiş, okulda öğretmişler. Ama bilmek başka, yaşamak başka. Pratik olmadan teori hiçbir halta yaramaz, zaten pratik olmadan teori de olmaz. Prensip olarak bilirsin de başına gelince apışıp kalırsın. İşte o hesap. Elli yaşımı geçtim, bütün dünyanın aynı anda durduğunu görmedim. Sordum babam da görmemiş. Babam, “babamın da gördüğünü sanmıyorum” dedi. Aslında duran dünya değil elbet, duran insanlık. Dünyayı insandan ibaret sandığımız için bize dünya durmuş gibi geliyor. Tam tersi insanlık durunca, doğa derin bir oh çekiyor, bütün organlarıyla hayat buluyor, canlanıyor, gönlüne göre yaşıyor, gününü gün ediyor. Hatırlayın, o ara hava kirliliği azaldı, ozon tabakası kalınlaştı, daha dü
Yorumlar
Yorum Gönder