Ray Kurzweil, Ian Pearson gibi bazı aklı evveller, insanlığın takriben 2050 yılında ölümsüzlüğe ulaşacağını öngörüyor. Aklı evvel dediğime bakmayın, olumsuz anlamıyla kullanmıyorum, aklı bizden önde giden, bizden evvel düşünen, günümüz fütüristlerini kast ediyorum. Adamlar bayağı taşaklı bilim insanları, işkembeden konuşmuyorlar, tamamen bilimsel verilere dayanarak bir gelecek filmi çekiyorlar. Bilim kurgunun ağa babaları sizin anlayacağınız.
Dediklerine göre, insanın beyni komple kopyalanacak, buluta bağlanacak, sen sen olarak öyle havada asılı yaşayacaksın. Uçup kaçıp, kafana göre takılacaksın, zaten kafadan ibaret olacaksın. Herhangi bir bedene ihtiyacın yok. Ya da arzu edersen herhangi bir bedende vücut bulabilirsin. Artık keyfin bilir. Kafa ful faça sen, beden artık nasıl istersen. Yarı insan yarı makine bir durum. Altın kaval üstün şişhane yani.
Ben işin biyolojik, sosyolojik, felsefi, etik boyutuna girmem, boyumu aşan laflar da etmek istemem. Nasılsa ağzı olan bu konuda konuşmuştur. Ama ölümsüzlük büyük kepazelik olur şimdiden söyleyeyim. Ölüm varken dünyayı paylaşamıyoruz, bir de ölümsüzlük çıkarsa yandı gülüm keten helva. Çok büyük kaos çıkar. Onu geçtim dünyaya nasıl sığacağız? Yer kalmaz ki. Finalde kendimizi hazır ol vaziyette, olduğumuz yerde, hiç hareket etmeden, sabit durur vaziyette buluruz. Sürekli fortçuluğa maruz kalmaktansa, ben kendi adıma ölmeyi tercih ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder