Erasmus “kendini akıllı sanmak, gerçek deliliktir” demiş. Adam felsefede dünya çapında bir marka, adına koskoca bir öğrenci değişim programı var, az buz değil. Ciddiye almak lazım. Ciddiye almasak da söylediklerini biraz düşünmekten zarar gelmez. Zaten düşünmek bizatihi zararlı değildir. Bu sakalsız filozof, vakti zamanında, “gerçek bilgelik, deliliktir. İnsana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran da deliliğin ta kendisidir” diyerek Deliliğe Övgü düzmüş, tabii anlayana. 


İnsanın içindeki deliyi kabullenip, sevip, büyütüp, benimseyip bir yaşama gücüne dönüştürme haline Melih Cevdet de “bilinçli delilik” diyor; edebiyatımızın ‘atar damarı’ bu büyük yazar için bilinçli deli “bilinçli bir çocuktur, saçmalayan ve şakalaşan biridir, hayatı korku verici olmaktan çıkartıp masala çevirir”. Gel de deli olma. 

 

Müjdat Gezen askerden izne gelmiş, 60’lı yılların başları olmalı, Saraçhane’den Aksaray’a doğru yürüyormuş. O bölge malum İstanbul’un sıfır noktası, günün her saati bir mahşer, bir horanda. Uzaktan Ayşen Gruda’yı görmüş, önünde aynı yönde yürüyor, aralarında 40-50 metre kadar var, e malum deli deliyi çeker. Kalabalığın içinden “deliii, deliii” diye seslenmiş. Daha güzeli, Ayşen Gruda da o kadar insanın içinden dönüp bakmış. 


Bilinçli delilik işte böyle bir şey. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar